Kimler Geldi Kimler Geçti | Sayın M. Ender Çakıroğlu | 1993-2002 BEYSAD Yönetim Kurulu Başkanı
Eylül 2023

“Ne doğan güne hüküm geçer,

Ne halden anlayan bulunur;

Ah aklımdan ölümüm geçer,

Sonra bu kuş, bu bahçe, bu nur

 

Ve gönül tanrısına der ki:

-Pervam yok verdiğin elemden;

Her mihnet kabulüm, yeter ki,

Gün eksilmesin penceremden!”

                                     Cahit Sıtkı Tarancı

 

“30 yıl önce, Beyaz Eşya Sektörü’ne parça üreten firmaları bir araya getiren bir dernek kuruldu. BEYSAD, Beyaz Eşya Yan Sanayiciler Derneği’ni kuran girişimcilerin gösterdiği üstün gayret ve işbirlikçi yaklaşım sayesinde zamanla, firmaların işleri de, BEYSAD da çok gelişti.

 

Bir yandan okurken bir yandan da babalarının kurduğu işyerinde (atölyede veya büroda) çalışan BEYSAD üyelerinin evlatları arasında hevesli olanlar, zaman içinde firmalarındaki üretimin her yönünü öğrendiler. Yan sanayici olmayı benimseyenler tahsillerini bitirince kendi şirketlerinde çalışmaya başladılar. Bugün, evlerde kullanılan beyaz eşyalara parça üreten bazı firmalar, kurucuların evlatlarının yönetiminde. BEYSAD da öyle. Büyümesini sürdürüyor, sürdürecek, DAİMA…”

 

Bu duygularla olacak ki; 3 Mayıs 2023 tarihinde D. Yasemin Aksu Yönetim Kurulu Başkanı seçildikten sonra, BEYSAD’ın kurulmasında büyük emekleri olan ve yaklaşık ilk 10 yıl (1993-2002) BEYSAD Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten Mehmet Ender Çakıroğlu’nun, Yasemin Hanım ile görüşerek;

 

  • “Fikirden uygulamaya,
  • Birkaç yerli müşteriden dünyanın her köşesine,
  • Tek başına hareketten toplu dayanışmaya,
  • Daha pek çok açıdan inanılmaz başarılara imza atan üyeleri ile bir derneğin kurulması için ilk kıvılcımı çakan kişi olmak beni çok sevindiriyor.
  • Devraldıkları bayrağı azimle daha yükseklere taşıyan siz gençler de çok gururlandırıyor.

 

BEYSAD Dergisinin ilk sayısında bu duygularımı üyelerinize iletecek, Yasemin Aksu imzalı bir yazı kaleme almanızı rica ederim” dediğini öğrenince; hemen bir söyleşi organize etmeye ve Ender Bey’in duygularını bizzat kendisinden aktarmaya karar verdik. Genel Kurul toplantılarımız; tecrübeli büyüklerimizi ve BEYSAD anılarını dinlemek için bize yetmeyen zamanlardı.

 

BEYSAD’ın kurucu başkanı olan Ender Çakıroğlu Bey ile röportaj yapmaya karar verip, Divan Kalamış’ta buluşmak üzere de sözleşince ben de, Yönetim Kurulu Başkanımız Yasemin Hanım da çok heyecanlandık. Öncesinde bir soru seti hazırlığı yapıp, Ender Bey ile de söyleşiyi Ender Bey’in yönlendirmesi konusunda da hemfikirdik.

 

Müthiş bir enerji ile geldi; müthiş bir hazırlık yapmıştı… Hazırladığı tüm samimi paylaşımları her ne kadar sırası geldikçe çantadan çıkarıp masaya bıraktıkça az gibi görünse de, söyleşinin sonunda hatırı sayılır kabarıklıkta biz dosyaya sahip olmuştuk.

 

İtiraf etmeliyim ki orada edindiğimiz kazanımları ve dinlediğimiz hikayelerin tamamını buraya aktarmam imkansız. Zira tüm dergi sayfalarını ayırmam gerekecek ve fakat tüm samimiyeti ile hastalığından sağlığına, okuduğu kitaplardan, gezdiği ülkelere ve daha pek çok hayat dersine kadar bizimle paylaştığı tüm değerler için, bizimle kıymetli zamanını cömertçe paylaştığı için kendisine çok teşekkür ederiz. Elimizden geldiğince en iyi şekliyle sizlere aktarmaya çalışıyor olacağız.

 

  • İlk olarak okuyucularımıza sizi biraz tanıtarak başlayalım. Bize biraz kendinizden, eğitim ve çalışma hayatınızdan, şimdiki (umuyorum keyifli) emeklilik hayatınızdan bahseder misiniz?

Özetle;

ODTÜ Makine Mühendisliği

Nisan 1982-Aralık 1990         Arçelik- Genel Müdür Yardımcısı Teknik

Ocak 1991-Aralık 1999          T.E.E. Genel Müdür

Ocak 2000-Mart 2001           Koç Holding Dayanıklı Tüketim Grubu Başkan Yardımcısı

 

1993-2002                         BEYSAD Yönetim Kurulu Başkanı

1997-2001                         KALDER Yönetim Kurulu Üyesi

 

1998                                 KALDER Ulusal Kalite Başarı Ödülü / T.E.E.

1999                                 KALDER Ulusal Kalite Başarı Ödülü / T.E.E.

1999                                 EFQM (European Foundation for Quality Management)

Avrupa Kalite Ödülü Finalist / T.E.E.

 

Çalışma Dönemi: Zamanını ve sağlığını para kazanmak için harcamak

 

Emeklilik Dönemi: Zamanını ve paranı sağlığını iyileştirmek için harcamak

 

1973-2001 yılları arası para kazanmak için çalışırken sağlığımı harcamakla geçti. 2001 yılında emekli olunca para kazanmak için çalışma faslına yeter dedim ve kazandığım parayla birkaç yıl güzel seyahatler yaptım. Yıllar ilerledikçe yaşımla birlikte sağlık sorunlarım da arttı, seyahatler iyice azaldı. Günlük ilaç listemde yıllar boyunca oluşan çeşitli sağlık sorunları nedeniyle her gün 19-21 ilaç alıyorum. Artık, sağlığıma daha çok dikkat ediyorum.

 

Askerliğini yapmış, ODTÜ mezunu Makine Yüksek Mühendisi olarak 2 Ocak 1973’de Arçelik A.Ş.’nin Çayırova’daki Teknik Genel Müdür Yardımcılığına bağlı Konstrüksiyon Müdürlüğü’nde çalışmaya başladım. Arçelik yetkilileri Auer, Vezüv, Emayetaş, DemirDöküm markalarının hakim olduğu pişirici cihazlar pazarına girmeye karar vermişti. Buzdolapları ve çamaşır makineleri ile bilinen Arçelik yepyeni bir fırın üretecekti. Ben, mutfaklarda Arçelik markası ile yerini alacak olan bu yeni ürün için işe alınmıştım. Daha sonra adı, Ürün Geliştirme Mühendisliği olan Konstrüksiyon Müdürlüğü’nün Fırın Geliştirme Mühendisi idim.

 

Gazlı ve elektrikli, yerli ve yabancı 4 ayrı marka fırın beni bekliyordu. Bunları inceleyip, ev kadınlarının kullanımı, iç piyasadan malzeme temini, yan sanayinin parça üretim imkanları, vb açılardan Arçelik fırınları “gazlı mı, elektrikli mi / emaye mi, paslanmaz çelik mi / üst ocakları 4 gözlü mü, 5 gözlü mü?” olmalı sorularının cevaplarını oluşturacaktım.

 

Geliştirdiğimiz fırın, seri üretime alındıktan bir müddet sonra otomatik çamaşır makinesi mühendisi işten ayrılınca Otomatik Çamaşır Makinesi Geliştirme Mühendisliği görevini devraldım. Tam otomatik çamaşır makinelerinin üretilip pazara sunulmasının ardından, sıra bulaşık makinesine gelmişti. Türkiye’nin ilk bulaşık makinesi geliştirilecekti. Ne var ki, bulaşık makinesi, çamaşır makinesinden farklıydı. Daha önce merdaneli ve çift kazanlı çamaşır makinelerinin üretilip satılıyor olması sayesinde tam otomatik çamaşır makinelerinin devreye girmesi, her seviyede nispeten kolay olmuştu.

 

Bulaşık Makinesi Geliştirme Mühendisi olarak görevlendirilince o günlerde Türkiye’de ev tipi bulaşık makinesine kafayı takan tek kişi oldum. Bulaşık nedir? Kaç çeşit bulaşık vardır? (Tabak, çanak, çatal, bıçak, kaşık, kepçe, tencere, tava, bardak, fincan, cezve, vs… Cam, porselen, çelik, krom, paslanmaz seramik, plastik vs… Deterjan, su püskürtme açısı, miktarı, süresi, parlatıcı, vs.)

 

1972’de evlendim. 1975’de oğlum Emre dünyaya geldi. 1982’de kızım Lale.

 

Şimdi, “Yaş 70, iş bitmiş” demiyorum artık…

Evet, yaş geldi 70’lere… Lakin gelişmeler öyle ki… Bendeniz bu yaşta keyiften neredeyse dört köşe…

Sibel Bengü’nün 70 yaş ile ilgili, “Aşk var mı aşk, sen ondan haber ver” şiiri;

Oktay Ataş’ın, “Zaman” şiiri;

Cahit Sıtkı Tarancı’nın, “Gün eksilmesin penceremden” şiiri;

Can Yücel’in, “Sağlık olsun” ve “Atın” şiirleri dilimden düşmüyor. Bunlar da yetersiz kaldığında, 1729-1797 yılları arasında yaşayan Irish Philospher Edmund Burke’un, “The Mirror” şiiri ile suçu aynalara atıyorum… Benim yaşıma gelince siz de öyle yapın.

 

  • BEYSAD, hayatınızın hangi aşamasında yaşamınıza katıldı?

BEYSAD’ın kuruluş hikayesini dinleyebileceğimiz 1. Sırada kişisiniz desek yanlış olmayacaktır. BEYSAD nasıl, hangi düşüncelerle kuruldu? Kolayca kucak açıldı mı bu topluluğa?

Beyaz Eşya Yan Sanayi Sektörü, ürettiği parçaların otomotiv, savunma, iklimlendirme, kahverengi eşya vb gibi kullanılabildiği her sektöre destek veren kuruluşların oluşturduğu ve BEYSAD’a üye olduğu önemli bir grup.

 

BEYSAD, dayanışma için kurulan bir dernektir.

 

BEYSAD, Beyaz Eşya Yan Sanayiciler Derneği, Beyaz Eşya Üreticilerine yan sanayi olarak çalışan kuruluşların bir araya gelip, ortak söylemleri daha yüksek ve etkili sesle dile getirmek, ortak problemlerin çözümünde de bireysel çabalara göre daha etkin sonuçlar almak maksadıyla oluşturduğu bir dernektir.

 

Bu bağlamda BEYSAD;

»

Üyeleri ile yerli / yabancı müşterileri arasında, ortak mesajların alınıp verilebilmesine olanak sağlayan, toplantı ve forumlar organize etmektedir,

»

Ulusal ve uluslararası fuarlara ortak katılımlar düzenleyerek üyelerinin müşteri yelpazesinin genişletilmesini ve ihracatlarının artırılmasını desteklemektedir.

»

Kamu kuruluşlarında sektörü temsil ederek üyeleri yararına kararlar çıkarabilmek üzere girişimlerde bulunmaktadır,

»

Periyodik olarak yayınladığı dergi vasıtasıyla üyelerinin sesini kamuoyuna duyurmakta ve gelişmeler hakkında üyelerini bilgilendirmektedir,

»

Ortak projelerde diğer sivil toplum kurumları ve üniversitelerle işbirliği platformları oluşturmaktadır,

»

Yeni çıkarılan yasa ve kararnameler takip edilerek üyelerine getireceği gelişmeleri açıklamaktadır,

 

  • O yıllardaki siz büyüklerimizin STK vizyonu ile BEYSAD 30 yaşında. BEYSAD’ın kurucu başkanı olarak o yıllardan bu yıllara geldiğimiz noktayı bir dış göz olarak nasıl yorumlarsınız?

Bu soruya, BEYSAD 25. Yıl özel sayısındaki yazı ile cevap vermek yerinde olacaktır.

1993 yılında Beyaz Eşya Sektörü için parça üreten yerli firmalardan birkaçı bir araya gelerek bir dernek kurdular. Bir yandan derneğe resmi bir statü kazandırılması ile ilgili bürokratik işlemleri yürütürken, bir yandan da dernek kuruluşunu diğer beyaz eşya parçası üreticilerine duyurup üye sayısını arttırmanın yollarını aradılar.

 

Kurucu üyelerce oluşturulan Dernek Yönetim Kurulu her ayın ilk Salı günü saat 14:00’de toplanmayı kararlaştırdı. Aksatmadan sürdürülen bu aylık toplantılarda Dernek çatısı altında üretimle, tedarik zincirinin diğer halkalarıyla ve müşteri ilişkileriyle ilgili güncel konular görüşülüp tartışıldı. Ortak sorunlara birlikte çare arandı.

 

1994 yılının sonlarına doğru da Dernek Yönetimi bir dergi çıkarmaya başladı. İki ayda bir yayınlanan BEYSAD DERGİSİ’nde öncelikle sektörle ilgili haber, bilgi ve gelişmelere yer verildi, fuarlara katılım ve firma ziyaretleri anlatıldı.

 

1995 – 2000 arasında üyelerimizin 8 defa yurtdışı fuarlara (DOMOTECHNICA – IKK – CONFORTEC) Dernek çatısı altında katılımı sağlandı. 

 

İlk 35 sayısına başyazı hazırladığım BEYSAD DERGİSİ’nin ve 10 yıl kesintisiz başkanlığını yaptığım BEYSAD’ın bende yeri ayrıdır. 121 üyeliyken veda ettiğim Derneğimiz, bugün 182 üyeye ulaşmış. Tohum filizlenip yeşermekle kalmamış, kocaman ağaç olmuş. Akıp giden yıllar boyunca bu büyümede emeği geçen herkese teşekkürler.

 

Sanayicilik zor iştir. Yan sanayicilik ise iki kat daha zor bir iştir. İşi zor olan, sanayicinin yükünü paylaşmaktır. Zor işin bir kısmını yüklenmektir. Hem de önemli bir kısmını. Yüzlerce parçadan biri aksamaya görsün. Öneminiz, o zaman anlaşılır.

 

Beyaz Eşya üreten firmaları herkes bilir. Kendi markasını kullanmıyor olsa bile müşteri bir şekilde merak edip öğrenir. Ya takdir eder, “Helal olsun. Kim üretiyor acaba bunu?” der. Ya kızar, “Hangi firma üretmiş lan bu naleti?” diye söylenir.

 

BEYSAD üyelerini, müşterileri olan Beyaz Eşya üreticileri dışında kimse bilmez, tanımaz. Çünkü bayilerde, raflarda bulunan bir ürün değildir sattıkları. Ara malı ürettikleri için aranmazlar. Zaten ara malı üreten aranmamalıdır…

 

Ama arada bir onların da kulaklarını çınlatan olur. Kullanmakta olduğu beyaz eşya arızalandığında, herhangi bir parçası bozulduğunda veya kırıldığında müşteri, “Hay bu parçayı yapanın…” derse yandınız. Hemen o parçayı değiştirirler. Sorun devam ederse de parçayı yapanı…

 

Hızlı, müşteri odaklı ve güler yüzlü bir yaklaşımla parayı ve zamanı iyi kullanarak kalite ve hizmet açısından tercih edilir olmak ve bunu 25 yıldır sürdürmek gerçekten de zor iştir.

 

Hepinize kolay gelsin. Nice 25 yıllara…

 

Şimdi yıl 2023 ve Derneğin 202 üyesi var.

Dernek çalışmalarının 30 yıldır devam ediyor olması çok önemli; sürdürülebilir uygulamalarla her geçen gün gelişerek büyüme. Dışa açılma, üyelerin karşılaştıkları zorluklarda yanlarında olma.

 

ARA MALI ÜRETİCİSİ ARANMAZ, ARANMAMALIDIR DA!

Dünyanın her yerine ulaşabiliyor olunması, ihracat olanaklarının artırılması çok kıymetli, çok güzel gelişmeler.  Öte yandan değişik ülkelerdeki beyaz eşya kullanıcısı kişilerin sizi ve üyelerinizi bilmemesi, tanımaması da bir o kadar önemli ve gelinen yerin doğru olduğunu gösteren bir gelişme.

 

Bu kişiler sizi ve üyelerinizi tanıyor olsa idi doğru olmazdı. İngilizce’de, “Nobody is perfect,” diye bir deyim vardır. Buna göre, çok sık olmasa da arada bir sizin ve ilgili üyenizin kulakları çınlardıJ

 

  • Sektörü bir makinaya benzetirsek sizce BEYSAD bu makinanın hangi parçası olur?

BEYSAD, beyaz eşya sektörünün her yerinde. Sektör, bir insan ise her uzuvu BEYSAD üyelerinden oluşuyor. Bütün organlar BEYSAD. Ayrı ayrı her bir organ olan BEYSAD üyeleri bir araya gelerek bir bütün oluşuyor.

 

  • İş dünyasında sivil toplum kuruluşlarının önemi nedir? Bir sivil toplum kuruluşunda aktif olarak yer alan biri ile almayan birinin iş hayatında bir fark var mı? Gözlemlerinizi duymak isteriz…

Bir kişi herhangi bir STK içinde çalışmadıysa sadece emir-komuta içinde kalan bir çalışma içinde kalır. Oysa STK’larda, daha iyi yapılacağına inandığı bir konu var ise dernek çatısı altında kişisel sorun değil, sektör genelinde bir çözüm sunabilir. Derneklerin de üyelerine bu olanağı vermesi, kişileri teşvik etmesi gerekir. Üyelerin genel sorunlarını getirip, dernek potasında çözümlenmesinin sağlanması, derneklerin amacına ulaşılmasını hızlandırır.

 

  • Genç liderler artık sahada. Aile işletmelerinin dinamiklerini de yakinen bilen biri olarak, ‘taze kan’ şirketleri nasıl değiştiriyor? Ve tabii ki STK’ları?

Devamlılık-sürdürülebilirlik her açıdan çok önemlidir. Aile şirketi kurumsallaşırsa ömrü uzun olur. Patron zihniyeti şirketin ömrünü kısaltır. Patron, bir sorun ile karşılaştığında, “Yarın ben hallederim.” dememelidir.

 

Özellikle İtalyan Aile Şirketlerinin ömrü uzun oluyor. Çünkü kendi yönetim kademeleri, aile fertleri ile aralarında anlaşmalar olduğu gibi; müşterileri ile de araları oldukça iyi. İlişkileri çok iyi idare ediyorlar. Tabir-i caiz ise esnaflığı bırakmıyorlar; gittiğinizde hemen işe koyulmuyorlar; önce bir dostluk kuruyorlar, aynı sofralara oturuyorlar… Gerçi bizim sanayicimiz de misafiri çok güzel ağırlar.

 

  • Türkiye ekonomisinde her şey çok değişken. Özellikle son dönemdeki faiz oranları ve döviz hareketleriyle işin geleceği öngörmek oldukça zor. Türkiye’de başarılı, sağlam temeller üzerine kurulan bir şirket olabilmek için nelere dikkat etmek gerekir?

Para kaybetmek istemiyorsanız işinizde, sektörde, müşterilerde, satış yaptığınız ülkelerde vb neyi çeşitlendirebiliyorsanız; farklı yumurtalar farklı sepete mantığı ile hareket etmek faydalı olacaktır.

 

Bir ürünü teknik olarak mühendislik becerisi ile üretmek daha kolaydır. Oysa finans ve pazarlama bilgisi olmadan en mükemmel üretimi yapıyor olsanız da süreç sıkıntılı olacaktır.

 

Herhangi bir yan sanayi parçası ile ilgili teknoloji ve üretimi bütün kademeleri ile bilseniz de, finansman ve pazarlamadaki bilgi ve tecrübeniz kısıtlı ise başarılı olmanız güç olacaktır.

 

  • Sanayi üzerine çalışacak girişimciler için neler önerirsiniz?

Bildiğiniz işe, bildiğiniz konulara konsantre olmanızı önerim.

Bu konulardan pazarda açık olanları araştırıp, tespit edin; az adet mi; bir tek satıcısı mı var, kalite sorunu mu yaşanıyor… Bir şey eksikse onu bulup, onun üzerine yürümek sizi başarıya götürecektir.

 

Bu tespit sonrasında açığın nasıl giderileceğini, sizin hangi açıkları kapatabileceğinizi ve bunun size hangi maliyetlere mal olacağını bilmeniz faydalı olacaktır.

 

Elinizdeki alternatifleri de bilmelisiniz. Hem rekabet anlamında rakipleriniz kimlerdir; hem de elinizdeki para ve imkan ile daha farklı neler yapabilirsiniz bakıp ona göre doğru planlama yapmanız sizi başarıya götürür.

 

  • Avrupa’nın en gelişmiş beyaz eşya sektörüne sahibiz diyebiliriz. Beyaz eşya sektörünü ülkemizin öne çıkan sanayi alanlarından biri yapan şey sizce nedir?

Zamanında, ülkemizde beyaz eşya sektörü kalite ve teknoloji açısından doğru yönde gelişti ve ve doğru şirketler tarafından geliştirildi.

 

Avrupa’da önemli beyaz eşya şirketleri sektörden çekildiler. Şöyle ki; beyaz eşya sektörü emek yoğun bir sektördür. Avrupa, daha teknoloji yoğun işlere yöneldi. Bu odaklanma ile ülkemiz bu açığı yakalayarak sektörde önemli bir konuma geldi ve bu durumu da iyi değerlendirdiği söylenebilir. Öyle ki üretim adetlerine bakıldığında ülkemiz Dünya’da 2., Avrupa’da 1. sıradadır.

 

  • Son olarak, BEYSAD’a ve geleceğe bırakmak istediğiniz mesaj nedir?

 

Son söz: Yaşamın kıymetini bilin !

 

BOŞVER BE YAŞI BAŞI!

gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?

şöyle atıp grileri siyahları sabahtan

sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna ondan haber ver??…

koyma bir kenara yüreğini!

AÇ KAPILARINI!!!

gelene geçene yol verme girsin diye içeri ama

GÖMME BAŞINI TOPRAĞA BİR ÇİFT GÜZEL GÖZ UĞRUNA…

bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda…

ama aklını kaybettirecek kadar bir aşk varsa avuçlarında

bırak aksın yollarına

YAĞ GEÇ

YIK GEÇ

KİMSE İNANMAZSA İNANMASIN!

SEN İNAN YÜREĞİNE!…

hem ona geçmezse kime geçer sözün?

büyü büyü…

bak ellerin, ayakların kocaman,

aklın da maşallah yerinde…

E NE DİYE TUTARSIN YÜREĞİNİ UÇMASIN DİYE?…

akıllı ol, yüreğin gelir peşinden

BOŞVER YAŞI BAŞI!

AŞK VAR MI SEN ONDAN HABER VER?

takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere…

o çizgilerin yüreğine neler kazandırdığını düşün

atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü öl gitsin!

BOŞVER BE YAŞI BAŞI

KİM TUTAR SENİ KİMM

KENDİ YÜREĞİNDEN BAŞKA KİM?…

aklını al da öyle git

ister bir duvara

ister bir odaya

ister kıra bayıra vur da git

dert etme ellerini onlar da gelir seninle

bırakmadıkça birine

o biri de gelir gerçekten istediğin oysa

SEVECEKSEN VE ÖLECEKSEN UĞRUNA…?

yaşa be! yaşa da öyle git gireceksen toprağa

yaş 70’e gelmiş ama hayat daha bitmemiş

SEN Mİ BİTECEKSİN??

çekeceksen bile bayrağı

YAŞADIM ULAN DİBİNE KADAR

diyemeyecek misin?…

 

Can Yücel

 

İşin sırrı:

 

Köy sakinleri yağmur duasına çıkmışlardı. Bütün köy ahalisi toplandı. İçlerinde birinde şemsiye vardı.

Bu inançtır.

 

Babalar bebeklerini havaya hoplatır, çocuklar gülmekten bayılır. Yere düşeceklerini akıllarına bile getirmezler. Çünkü babaları onları tutacaktır.

Bu güvendir.

 

Yatağımıza girerken yarın uyanıp yaşamaya devam edeceğimize dair garantimiz yoktur. Ama yine de ertesi güne dair planlar yaparız.

Bu ümittir.

 

Ve bu 3’ü ile hayatınız güzeldir.

 

 

“Sevdiğiniz işi yapmak hürriyet, yaptığın işi sevmek ise mutluluktur.” Frank Tyger

 

Not: Söyleşide geçen isimler ve tarihlerde uzun geçmişe dayalı hikayeler olması sebebiyle farklılıklar olabilir. Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Üye Girişi