
Dün üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşım, onun güzeller güzeli kızı Ekinsu, benim kızım Asya ve ben kızlar-babalar günü yaptık. Sabah kahvaltıda buluştuk. Kızım Ekinsu’ya bir kum saati hediye aldı. Bu arada dün kızımın doğum günüydü ve 22 yaşına girdi. Artık o bir genç kız.
Asya, Ekinsu’ya hediyesini verdi ve kum saatine ilişkin bildiklerini, düşüncelerini anlattı. Öğrenmek bitmeyen bir süreç. Kum saatini çok severim, zaman zaman ben de sevdiklerime hediye ederim. Ama Asya’nın anlattığı açıdan hiç bakmamış ve düşünmemiştim. Çok mutlu oldum. Kızımın yeni yaşının ilk gününde bana yeni bir şey öğretmesinin keyfi de cabası. Onda geleceği ve umudu gördüm, bir kez daha anladım ki umut bitmeyen bir duygu.
Kum saati muhteşem güzel bir nesne. İki büyük fanusun ince bir bağlantıyla birbirine eklenmesiyle oluşuyor. İçinde ise genellikle camın hammaddesini oluşturan kum tanecikleri bulunuyor. Özünde kum saati iki olay arasındaki vakti ölçmek için tasarlanmış. Ama sonrasında felsefi bir olguya dönüşmüş. Asya’nın anlatımına göre alt fanus geçmişi, üst fanus geleceği, ortadaki ince boğum ise ânı ifade ediyor. Üst fanustan alt fanusa bir tepecik oluşturacak şekilde süzülen kum taneleri az önce geçmişte ve sonrasında anda olan zamanın kaçınılmaz sonunu, nasıl geçmiş olduğunu gösteriyor. Geçmiş olan o tepecik için yapabileceğiniz pek bir şey yok. Olan oldu ve bitti. Belki ders çıkarabilirsiniz. Pişmanlık o tepecik için fayda sağlamaz. Hep bir umut barındıran üst fanussa henüz müdahil olmak için geç kalmadığınız zaman dilimini gösteriyor. Ama nasıl? Tam o ince boğumdan kum tanelerinin aktığı, hareketli noktada, yani “anda.” Anda yapabilecekleriniz üst fanusa umut yüklüyor, mutluluk, başarı, keyif, huzur ekliyor. Ömer Hayyam’da şu dizelerde kum saatinden mi esinlenmiştir, bilmiyorum: “Geçen dünü hiç anma / Gelmemiş gün için feryat etme / Gelmemişe ve geçmişe yaslanma / Ânın hoş olsun, ömrünü yok etme.” Seni sen yapacak olan anda yaşadıkların. Bazen anda yaşadıkların çileli gelebilir. Belki de çileli olduğuna inandığın çabalar hayatı daha ışıl ışıl görmene ve anlamana yarayan ışık kaynaklarıdır. Güzel gelecek inanç, sabır ve emek gerektirir.
Gün gelir kum saatinin üstü boşalır, altı dolar. Hayat saati altüst edip baştan başlama fırsatını bir kez daha vermişse yeni umutlar, yeni başlangıçlar serilir önüne, son alt üst ediş gününe kadar. O son gün ise kum saati yatay konur masanın üstüne. Sonsuzluk işareti kum saatinin yatay duruşunun simgesel halidir. O hal ise, umut için senin yapacaklarının, senin elinden başkalarının eline ve çabalarına geçtiği zamandır. Senin yaptıklarının, öğrettiklerinin, bıraktığın tüm izlerin başkalarına ışık olmaya başlayacağı zaman.
İşletmelerde, yöneticilikte de durmaksızın vurguladığımız şeyler bir kum saatinin içine yerleşmiş. Geçmişe saplanma, umutlu ol, geleceği öngör, anın kıymetini bil ve onu boşa harcama. Başarısızlıklarımızı çok başka yerlerde arıyoruz. Neden rekabetçi olamadığımıza onlarca gereksiz bahane üretiyoruz. Günün rutinine nasıl düştüğümüze bakmıyoruz. İçine düştüğümüz anlamsız rutinlerin bize neler kaybettirdiğini hesaplamıyoruz. Öğrenmenin, kendini yenilemenin, çağa uymanın bitmeyen bir süreç ve zorunluluk olduğunu bunu ancak anda yapabileceğimizi düşünmüyoruz. Geçmişteki edinimlerimizin bizi bir ömür boyu taşıyacağına güveniyoruz. Toplumun genellemelerinin yarattığı ön kabulleri şartsız kabulleniyor hatta o kabulleri mitleştirip, onlara taparcasına inanıyoruz. Kum saati masaya hiç yan konmayacakmış gibi yaşamaya devam ediyoruz.
Bu güzel gün bana yine geleceğin gençlerde olduğunu gösterdi. “Ânı” doğru yaşayan gençlerde. Onlar değişmeyen tek şeyin değişim olduğunu içselleştirmişler. Değişimi bilmekle yetinmiyorlar, değişimin içinde yaşayıp, değişime de ayak uyduruyorlar. Bu mücadele rutini sürdürmeye benzemez. Beceri, bilgi, donanım ve ciddi mücadele azmi ister. Farkındalık anlayışları kesinlikle daha yüksek ve bakış açıları çok geniş. Bunlara ilave bir tek şeye ihtiyaçları var. Tecrübelerinden doğru yararlanabilecekleri, gerçek mentorlara. Onların tecrübe aktarımlarıyla geleceği daha iyi kurgulayabilir ve ânı daha keyifle yaşayabilirler.
Anda yaşayabilmek dileklerimle.