Mete Konuralp tesa Türkiye Ülke Müdürü ile söyleşi
Aralık 2020

Değerli BEYSAD Okurları;

Her geçen gün BEYSAD Ailemiz büyüyor ve kıymetli yeni üyelerle BEYSAD’ın değeri katlanmaya devam ediyor. Dergi çalışmalarını yaparken “Kendimi ne kadar şanslı hissediyorum” dedirten bu özel üyelerimizden birisi de tesa… Aramıza hoşgeldiniz… Sizlerle, önce sayımız, sonrasında kalitemiz ve sinerjimiz büyüyecek ve Dünyada söz sahibi bir tedarikçi sektörü olmaya devam edeceğiz. Bizleri biraraya getiren özel ve önemli kanallardan biri daha olan dergimize katılım ve katkılarınız için teşekkür ederiz. Sizlerle daha güçlüyüz…

Sizi tanıyabilir miyiz?
1990 yılında Yıldız Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü bitirip ardından İstanbul Üniversitesi’nde İşletme Master Programı’nı, Üretim Yönetimi üzerine yaparak 1992 yılında bitirdim. Kariyer hayatıma Arçelik firmasında mühendis olarak başladıktan sonra satışa geçiş için farklı bir eğitim arayışı çerçevesinde Amerika’ya gittim ve California Santa Barbara Üniversitesi’nde Uluslararası İşletme Sertifika Programı’na katıldım. Halen Bilgi Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim ve Organizasyon bölümünde doktora çalışmama, tez hazırlama aşamasında devam ediyorum. Aynı üniversitede 2009’dan bu yana da İşletme Master programında seçmeli dersler veriyorum. Hayat boyu öğrenme felsefesine sahip biri olarak çalışma hayatım boyunca da farklı eğitimlere katılma fırsatım oldu. Özellikle London Business School, Harvard Business School ve MIT gibi eğitim kurumlarından geliştirici eğitimler de aldım. Özel meraklarım arasında motor sporları (11 sene aktif olarak pistlerde yarıştım) ve özellikle Formula 1, drone uçurmak ve astroloji konusu ile ilgilenmek olarak örneklendirebilirim.

Firmanıza ve yaptığı çalışmalara ilişkin bilgi verir misiniz?
Carl Paul Beiersdorf tarafından 1882 yılında Hamburg’da kurulan Beiersdorf Grup markalarından biri olan tesa, 125 yıllık geçmişi olan ve 100’ün üzerinde ülkede faaliyet gösteren kendinden yapışkanlı bant firmamızdır. Bugün dünya genelinde 4.900’den fazla çalışanı, 7 bölgesel yönetim merkezi, 14 üretim tesisi, 500’den fazla Ar-Ge çalışanı ve 7.000’in üzerindeki ürün çeşitliliğiyle global boyutta faaliyet göstermektedir. Markamız, kendinden yapışkanlı ürünlerin üretimini gerçekleştirerek nihai tüketiciler, endüstriyel ve profesyonel müşterileri için çözüm sunuyor. tesa’nın dünya genelinde cirosu ise 1 Milyar Euro’nun üzerinde olup Mart 2017’den bu yana büyüme stratejileri çerçevesinde, dört farklı ülkede dört şirket alımıyla yeni uzmanlık ve teknoloji deneyimleri edinerek, inorganik olarak da büyüme başladı. Satın alınan şirketler nie wieder bohren ag (Almanya), Polymount International BV'nin (Hollanda) Twinlock bölümü, FormFormForm Ltd. (Birleşik Krallık) ve Functional Coatings, Inc. (ABD).

Firmanız ile yollarınız ne zaman kesişti?
Asıl hedefim uluslararası bir şirkette çalışmak ve mühendislik yerine satışa geçmek olduğundan Amerika’ya gittim ve Uluslararası İşletme Sertifika Programı’na katıldım. Amerika’dan dönüşümde gerçekleştirdiğim iş görüşmeleri sırasında Alman tesa firması ile tanışma fırsatım oldu. 1996 yılında, tesa’da önce otomotiv bölümünde Kilit Müşteri Yöneticisi olarak işe başladım. Sonra sırasıyla Satış Müdürü ve Satış Direktörü oldum. 2003 yılı başında ise tesa Türkiye Ülke Müdürü konumuna geldim. O yıldan bu yana da şirketi hem Yönetim Kurulu üyesi hem de Ülke Müdürü olarak yönetiyorum. Bu yıl bizim Türkiye’deki 25. yılımız ve ben 24 yıldan bu yana kuruluşun bir parçasıyım.

Firmanızın organizasyon yapısı hakkında bilgi verir misiniz?
Firmamız ana merkezi Almanya Hamburg’da olup bölgesel yapılanma ile global anlamda faaliyet göstermektedir. Otomotiv, Özel endüstri, Genel endüstri ve Tüketici grubu olmak üzere dört temel sektöre, direkt, bayi veya dijital olarak ulaşmaktayız.

Hangi sektörlere hizmet veriyorsunuz?
tesa, ürünlerini 2 ana kategoride sınıflandırmıştır. Bunlar; tüketici ürünleri ve endüstriyel ürünlerdir. Endüstriyel alanda; otomotiv, beyaz eşya, elektronik, ambalaj, basım, kağıt, inşaat, enerji (rüzgar, güneş) gibi sektörlerin dışında; etkin marka ve ürün korunması için güvenlik konseptleri gibi farklı endüstriyel sektörler için uygulamalar da büyük yer tutuyor. Aynı zamanda, sağlık alanında da ilaçlı plasterlerin geliştirilmesi için ilaç endüstrisiyle de ortak çalışmalar yapmaktayız. Tüketici grubunda; teknik hırdavat ve nalbur, kırtasiye, yapı ve gıda marketlerde aktif olarak yer almaktayız.

İhracat oranlarınızdan ve en çok hangi ülkeye ihracat yaptığınızdan söz eder misiniz?
Geçen yıl itibari ile Türkiye’deki 25. yılımızı kutladık. Bu süre boyunca ortaya koyduğumuz yüksek performans, endüstriyel ve perakende alanında sağladığımız başarılar, kuruluşumuzun Türkiye pazarına olan güvenini pekiştirdi. Türkiye’yi, Doğu Avrupa Bölgesi içerisinde önemli büyüme noktalarından biri olarak seçen merkezimiz, ülkemizdeki operasyonlarının yanı sıra Türk Cumhuriyetlerine ihracatı da Türkiye üzerinden yapmak üzere bizi görevlendirdi. Son iki yıldır ise mevcut ürün grubumuzu ve çözümlerimizi bu çerçevede Azerbaycan ve Gürcistan pazarlarına yönlendirmiş bulunuyoruz. Ülkemizden ihracat yaparak bu iki ülkede ve sonrasında Türkmenistan pazarında da aktif olarak yer almak istiyoruz.

Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz nelerdir?
Biz lokal pazar dinamiklerine uygun bir şekilde ürün ve hizmet sunabilen ve merkezi müşteri olan bir felsefeye sahibiz. Pazar dinamiklerine uyabilmek için çeşitli makine yatırımları yaparak, ürün işleme faaliyetlerimizi hayata geçirdik. Kuruluşumuzdan bugüne bayilerimiz, direkt müşterilerimiz ve tedarikçilerimizle karşılıklı güven üzerine kurmuş olduğumuz iş birliklerinin yanı sıra ekibimizin sabırlı, titiz ve azimli çalışmaları sayesinde de önemli başarılara imza atmış bulunuyoruz. Bu çerçevede ülkemizin potansiyeline olan inancımız ve uluslararası yatırımcıya verilen önem, ileride gerçekleştirebileceğimiz yeni yatırımlarımız adına, bizim için çok değerli bir motivasyon kaynağına dönüşüyor. Biz tek bir sektörde değil farklı pek çok sektörde faaliyet gösteren bir şirketiz bu sebeptendir ki farklı ekonomik konjonktürlere daha hızlı ayak uydurabiliyoruz. Ülkemizin sektörel zenginliği, faaliyetlerimizi kesintisiz sürdürebilmek açısından bize önemli bir fırsat sunmaktadır. Ürünlerimizin kalitesi, ekibimizin yüksek teknik destek verebilme kabiliyeti, kurulu satış ve depolama ağımız, uzun yıllara dayalı müşteri portföyümüz ve bu zaman zarfında kazanılan deneyimlerin organizasyon içerisinde her katılana aktarılarak devamlılığın sağlanması gibi firma yetkinliklerimiz bizi pazarda farklı kılmaktadır.

Yeni yatırım ve Ar-Ge’ye yönelik çalışmalarınıza ilişkin bilgi alabilir miyiz?
Gerçekleştirdiğimiz yenilikler, tesa'nın başarısı ve dinamik büyümesinin temel nedeni. Almanya, Amerika Birleşik Devletleri ve Asya’da Ar-Ge laboratuvarlarımız bulunuyor, bu Ar-Ge merkezlerinde ise 500 araştırmacının yenilikçi fikirler geliştirmek için, tesa her yıl ürettiği yaklaşık 100 yeni buluşun birçoğu için patent başvurusunda bulunuyor. Satışlarımızın da %5'i araştırma ve geliştirmeye gidiyor. Öte yandan bir üretim şirketi olarak tesa, çevreye karşı olan sorumluluklarını yerine getirirken ISO 14001 çevresel yönetim sistemlerini de uyguluyor. Başta eğitim olmak üzere farklı alanlarda sosyal sorumluluk faaliyetlerini hassasiyetle tüm dünyada sürdürüyoruz.     

Pandemi sürecine ilişkin yaptığınız çalışmalar; 2020 nasıl geçti ve 2021 için öngörüleriniz nelerdir?
Bizler de doğal olarak bu küresel olaydan global olarak çok etkilendik. Ne var ki çok farklı sektörlere hizmet ediyor olmak belli bir noktada satışlarımızı dengeledi. Örneğin bu dönemde online satışlar çok arttı ve ambalaj kullanımı çok yükseldi ki bizim bu sektöre olan satışlarımız ciddi olarak arttı, diğer taraftan özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörleri tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de ciddi şekilde yavaşladı ve biz de bu sektörlerin önemli tedarikçilerinden biri olduğumuz için, doğal olarak olumsuz etkilendik. Bu dönemde özellikle stok planlama, ithalat ve alacaklar önemli önceliklerimizden oldu. Bu dönemdeki en önemli ajandamız dijitalleşme ve bu kavramın iş süreçlerine entegrasyonu olarak vurgulayabilirim. Özellikle satış kanallarında online kanalının önemli bir boyuta gelmesi tüm firmaların pazara ulaşmasında, proseslerini yenilemesine veya güncellemesine sebep olmuştur. Biz de mevcut satış kanallarımıza online aktivitelerimizi ekleyerek müşterilerimize farklı açılardan ürün ve hizmetlerimizi götürmek için çalışmaya başladık. Zorlu geçen bu yıl, teknolojik olarak global alt yapımızı ve satış stratejilerimizi ele aldığımız ve gelecek beş yıla odaklandığımız bir dönem oldu. 2021 yılının da 2020 gibi kolay geçmeyeceğini ve farklı alanlarda belirsizliklerin Covid’19 başta olmak üzere devam edeceğini ön gören bir senaryo çiziyoruz.

Sanayi 4.0’ın Türkiye gelişimini nasıl görüyorsunuz? Bu yönde önçalışmalarınız, tedbirleriniz var mı?
Üretim teknolojileri alanındaki gelişmeler özellikle 2015 yılından itibaren Sanayi 4.0’ın devreye girmesiyle daha da hızlandı. Bizim pazardaki gözlemlerimiz, özellikle endüstriyel olarak büyük üretim yapan sektörlerin başta otomotiv ve beyaz eşya olmak üzere, bu konuyu ciddi boyutta ajandalarına almış olmaları ve sadece kendilerine değil bulundukları ekosistemlerine de bunu empoze etmeleridir.

BEYSAD’a ilişkin görüşleriniz, BEYSAD’dan beklentileriniz nelerdir?
Firma olarak ülkemize ilk adımımızı attığımız 1994 yılından bu yana beyaz eşya sektörü içerisinde hep aktif bir yan sanayi olarak faaliyetlerimize devam ettik. Tüm üretici ve yan sanayi eko sistemiyle uzun yıllardan bugüne, gelişmekte olan ve çözüm odaklı işbirliğini sürdürmekteyiz. Bu sektörün kalkınması, sorunlarının gerekli platformlarda dile getirilmesi ve özellikle ihracat yaparak ülkenin milli gelirine katkı sağlaması açısından gerekli olan desteklerin BEYSAD tarafından koordine edilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Diğer bir nokta ise BEYSAD’ın, gerek mavi yaka gerek beyaz yaka çalışanların, teknolojinin üretim hatlarına dünya standartlarında entegrasyonu, yapay zeka, robotik teknolojiler ve de nesnelerin interneti gibi gelecek yıllarda çok daha hayatın doğal bir parçası olacak gelişmeler konusuna hazırlanması ve bu konuda sektörde etkin rol alması ve öncülük etmesi gerektiğine inanıyorum.  

Üye Girişi