Nakit Sıkışıklığı mı Sermaye Açlığı mı? | Haluk Selvi
Eylül 2023

“Nakit sıkışıklığı mı, sermaye açığı mı?” veya daha teknik bir tanımlama ile “Ödeme gecikmeleri mi, likidite sorunu mu?” Bu soru iş hayatının en önemli finansal değerlendirme sorularından biridir. Zira zorlu dönemlerde vereceğiniz cevap, probleme yönelik teşhisinizi, o da yapacağınız tedaviyi belirler.

 

İş hayatında “sermaye açığım var” diyebilen çok firma yoktur. Zor durumdaki birçok şirket ‘geçici nakit sıkışıklığı’ yaşadığını veya genellikle de ‘varlıklarının borçlarının çok üzerinde olduğunu’ iddia eder. Birçoğu karlılık veya nakit yaratamama gibi sorunlarını fark edemez. Büyüme sonrası iyice azalmış tükenmekte olan sermayelerini önemsemezler. Bir finansman bulup   şirketlerinin şahlanacağını düşünürler. Bununla birlikte bazı durumlarda doğru bir finansman işleri hakikaten zıplatabilir. 

 

Ama ya mesele daha derindeyse? Kırık bir kolu alçıya almanız değil de beyin ameliyatı yapmanız gerekiyorsa? Şirket sermayesi seneler içinde erimişse (karsızlık ya da hissedar tarafından çekilerek) yahut borçlar altından kalkılamaz bir hal almışsa kalıcı çözüm için iki ihtimal kalır: İcra/ iflas masası veya ciddi bir yeniden yapılandırma.

 

İkinci ihtimalde alacaklıların borcun bir kısmından feragat etmesi, hissedarın şirkete sermaye koyması veya taze para getirecek yeni ortak bulmak gerekir. Zaten temel değişiklikleri yapmadan şirkete finansman sağlamak en iyi ihtimalle kaçınılmaz sonun ötelenmesine yarar. Çoğu zaman da cehenneme kartopu atmaktan farksızdır.

 

Kapsamlı yeniden yapılandırmalar sert tartışmalar, hukuki kavgalar ve acı reçeteleri beraberinde getireceği için taraflar genelde meseleyi ‘nakit sıkışıklığı’ olarak görmek ve yansıtmak isterler. Sıkıntılı bir durumun geçici nakit sıkışıklığı mı yoksa sermaye açığı mı olduğunu anlamak için bazı soruları cevaplanması gerekir:

 

  1. Sektörde ya da ülkede ani bir kriz oldu mu?
  2. Şirketin iş modeli doğru mu?
  3. Şirket kar ediyor muydu?
  4. Sermaye nakit mi yoksa varlıkların yeniden değerlemesi ile mi oluşmuş?
  5. Varlıkların kalitesi ne (donmuş alacak, ‘şerefiye’)?
  6. Geçtiğimiz yıllarda yaratılan nakit nerede?
  7. Uzun vadeli yatırım kısa vadeli (veya yabancı para) kredilerle mi finanse edilmiş?
  8. Bu şirket satılsa alan olur mu (veya tasfiye değeri nedir)?

 

Doğru teşhislerin yapılması doğru çözümlerin uygulanmasını sağlar.    

 

Şirketler genelde ciro, karlılık ve bilanço analiziyle yetinir. Pek azı sürekli güncellenen 12 aylık nakit akımı projeksiyonu yapar. Bununla birlikte şirketler karsızlıktan değil nakitsizlikten batarlar. Nakit yaratmak için en ucuz kaynak azaltılan işletme sermayesi ihtiyacıdır.

 

İşletme sermayesi ancak nakit döngüsü küçültülerek azaltılabilir. Örneğin, ciroya oranla; 60 günlük stok tutulan, 120 günde alacakları tahsil edilen ve tedarikçilere 90 günde ödeme yapılan bir şirketteki işletme sermayesi ihtiyacının; (Alacak devir gün+Stok devir gün-Borç devir gün) formülü ile 60 + 120 – 90 = 90 günlük olduğu bir durumda yaklaşık üç aylık satış kadar bir işletme sermaye ihtiyacı doğar. Bu sonuç ciro artış tutarının dörtte biri kadar bu şirkete taze fon gerekiyor demektir. Peki operasyonlar o kadar nakit yaratıyor mu diye sorulduğunda cevap ‘hayır’ ise üç seçenek vardır:

 

  1. Kredi/finansman bulmak
  2. İş modelini değiştirmek 
  3. Büyümeyi kısmak

 

Yoksa kötü bir sürpriz yaşanabilir.

 

Şirketler için “nakit yaratılıp yaratılmadığının belirlenmesi” yani “gerçekten para kazanılıyor mu” veya “nasıl para kazanılıyor” soruları en temel sorulardır.

 

Bir örnek vermek gerekirse geçmişte danışanımız olan bir şirketin sektörünün çok üzerinde olan EBITDA marjının yarısı aslında müşterilerine açtığı vadenin finansal maliyetiydi. Yani bu şirket müşterileri için adeta bankacılık yapıyordu. Bunun farkına varmayan yönetimler vade açarak müşterilerinden pay almaya çalışıyordu ki bu tıpkı sadece fiyat kırarak rekabet etmek gibi, bu politika sürdürülebilir bir durum değildi. Neyse ki durumu fark edip şirketi doğru istikamete yönlendirebildik ve bu hüsrandan kurtulduk. 

 

İşletme sermayesi ihtiyacının azaltılması için;

  1. Stokların azaltılması,
  2. Alacakların hızlandırılıp alacak kalitesinin arttırılması (tahsilat yapılamaması, tahsilat vadelerinin uzaması, kur riskinin üstlenilmesi),  
  3. Tedarik finansmanının çeşitlendirilmesi,
  4. Kamunun KDV ödemelerini hızlandırılmasına ihtiyaç vardır.

 

Sevdiğim Sözler

“Turnover is vanity, Profit is sanity, Cash is reality”  

https://www.greenfieldrecovery.co.uk/help/news-blogs/turnover-is-vanity-profit-is-sanity-cash-is-a-reality/

Üye Girişi