TÜRKBESD Genel Koordinatörü Rifat Öztaşkın ile söyleşi
Haziran 2014

Değerli BEYSAD Okurlarımız;

Bu sayımızın konuğu, bulunduğu profesyonel görevde bize verdiği destekten de öte, yıllarca aynı ofisi paylaşmış olduğumuz, sayesinde sağladığımız sektörel sinerji ile bize ağabeylik de yapmış olan, değerli kişi Rıfat Öztaşkın… Genel Koordinatörü olduğu TÜRKBESD Derneği’ni hepimizin sıkça duyduğunu, bildiğini tahmin ediyor olmamıza rağmen, daha yakından tanımanıza yardımcı olmak için kendisini konuk etmek istedik. Bizleri kırmayıp değerli zamanlarını bize ayırdıkları için teşekkürlerimizi sunuyoruz.

Sayın Rifat Öztaşkın, bize kısaca kendinizden ve bu zamana dek geçen iş yaşamınızdan bahseder misiniz?
1950 doğumluyum. 41 yıl önce, 1973’de ODTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun oldum. Askerlik yapıncaya kadar Seydişehir Alüminyum Tesisleri’nde çalıştım. 1976’da sektöre Eskişehir Arçelik kompresör fabrikası ile geçtim. Orada çeşitli görevlerde bulundum. 1982’de Arçelik’den ayrılıp, sektörde daha fazla yer almak isteyen Cankurtaran Holding’de işe girdim. Rowenta Elektrik Süpürgesi projesini başlattım.

1989 yılı sonunda, Asil Nadir zamanında Vestel’in beyaz eşyaya girmek istemesi üzerine sistemi kurmak üzere Vestel’e transfer oldum. Vestel Beyaz Eşya Genel Müdürlüğü’nü yaptım. Şu an Indesit’in olan fabrikayı Vestel olarak kurdum. Firma sahibi farklı bir işinden dolayı zora girince 1993 yılında Merloni ile ortaklığa girildi. Şirketin tamamını Merloni satın aldı.

Bu gelişme ile birlikte İstanbul’a dönüp Auer Genel Müdürü oldum. 2001 krizinde zaten zor durumda olan Auer, o zamanki sahipleri olan Yapı Kredi Bankası tarafından donduruldu ve satış kararı verildi. Auer’in satışını gerçekleştirip, emekli oldum.

1986’da TürkBesd’in kurulması ile birlikte buradaki görevime başlamış oldum.

TürkBesd’in kuruluş amacı, yapısı ve üyelerinden söz eder misiniz?
Kısa adı TÜRKBESD olan Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği, 1986 yılında sektörün önde gelen beyaz eşya firmalarının bir araya gelmesi ile Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (BESD) olarak kurulmuştur. 1999 yılında, derneğin Avrupa Birliği sektör üst kuruluşu olan CECED (European Committee of Domestic Equipment Manufacturers)’ e üye olması üzerine Bakanlar kurulu kararı ile Türkiye adını kullanma izni almış, Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) olarak adını değiştirmiştir. Derneğin şu anda, Arçelik, B/S/H, Candy Group, Demirdöküm, Indesit ve Vestel olmak üzere 6 üyesi bulunmaktadır.

Ana kuruluş amacını kısaca “birlikten kuvvet doğar” olarak değerlendirebiliriz. Derneğin amacı, Türkiye’de Beyaz Eşya Sanayinin geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası standartlarda hizmet kalitesinin yükseltilmesi, ihracatın artırılması, üretilen markaların uluslararası yelpazede tanınmış markalar haline getirilmesi, üretim esnasında teknik, enerji verimliliği, çevre uyumu konularında çalışma yapmak ve sektörün teknolojik gelişmesini sağlamaktır.

Ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmak üzere çağdaş uygarlık hedefini esas alarak bölgesel ve sektörel potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmek; ulusal ekonomik politikaların oluşturulmasına ve ulusal kalkınmaya katkıda bulunmak; uluslararası sektörel entegrasyonu; özellikle AB’ye sektörel entegrasyonu ve bölgesel, yerel gelişmeyi hızlandırmak için projeler geliştirmek; sorunları ve çözüm önerilerini kamuoyuna, yetkili kurumlara duyurmak ve sektörün enerji verimliliği, çevre uyum yasaları ve yönetmeliklerini üyeleri ve sektör adına yerine getirmek için gerekli çalışmaları yapmak derneğin amacı ve hedefleri arasında yer almaktadır.

Ayrıca; Elektrikli ve elektronik atıkların oluşumunun ve bertaraf edilecek atık miktarının azaltılması için yeniden kullanım, geri dönüşüm, geri kazanım yöntemlerini geliştirmesi ve bu amaçlar doğrultusunda faaliyet göstermesine, elektrik elektronik atık yönetimiyle iştigal etmesi ve Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği’nin 17. maddesi ve diğer ilgili hükümleri uyarınca12.02.2013 tarihindeTürkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği Atık Yönetim İktisadi İşletmesi kurulmuştur.

Yönetim şemanızdan bahseder misiniz? Yönetim Kurulu (YK) başkanı, üyeleri ve Dernek çalışanları gibi organlarınız hakkında okurlarımızı bilgilendirmek isteriz?
Dernek bir YK tarafından yönetilmektedir. Bu sene itibariyle 7 kişilik YK’mız 10 kişiye çıkarıldı. Mümkün olduğunca YK’mızda 6 üye firmanın her birinden en azından bir kişinin temsilini sağlamaya özen gösteriyoruz. Genel Kurul’da YK seçiliyor, sonrasında yapılan ilk YK’da Başkan içeriden seçiliyor ve her ay YK toplantıları yapılıyor. Şu anki YK Başkanımız Özcan Aydilek.

YK dışında çok önemli de bir komitemiz var; Pazarlama ve Teknik Komitemiz… AB’ye uyum çerçevesi ve standartlarda mevzuatların geliştirilmesi, uygulanması ve yenilenmesi ve bunlara ilişkin sektörün görüşlerini ilgili bakanlıklara ulaştırmak gibi görevleri var. Tamamı çok teknik konular olduğu için içeriklerin iyice incelenip, detaylandırılıp ona göre bir görüş oluşturulması gerekir. Konunun önemine göre bir konu üzerinde birkaç farklı toplantı gerekli olabiliyor. Bazı konularda konuk katılımcılar da olup görüş alınabiliyor.

4 çalışanımız var;

Ben Genel Koordinatör olarak görev yapıyorum; bir ofis sekreterimiz var… Atık elektrik elektronik konusu Derneğimizin en önemli çalışma konularından biri olacağından bu konuda bir çevre mühendisimiz, bir de mali işler sorumlumuz var.

Derneğiniz mevcut üyeleri ile “Türkiye beyaz eşya sektörü” kavramının ne kadarını karşılıyor?
6 şirket küçük gibi görünse de pazarda kapsadığı pay hemen hemen piyasanın tamamı… Dernek sektörün yaklaşık % 90 - 91’ini temsil etmektedir. %10’luk kesimi oluşturan çeşitli kriterler var; “üye olmak isteyen firma, 6 ana ürün dediğimiz makinelerden en azından birini burada üretiyor olmalı” şartımız var, (buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, kurutucu, fırın, derin dondurucu) oysa sektörde ithalatçı firmalar da var; bazı firmaların yapısı buraya girmeye müsaade edemeyebiliyor; buraya üye olmanın gerektirdiği bazı sorumluluklar var, bazı firmalar da bunları yerine getirmekte güçlük çekebiliyorlar.

Bizim dışımızda genellikle pişirici grubunda şirketler var ama onlar da genellikle böyle bir kuruluşun içinde olmayı, yer almayı tercih etmiyorlar. Çok defa görüşmeler yapmış olmamıza rağmen yapıları itibariyle de burada bulunmaları mümkün olamıyor.

Üyelik şartlarımızdan bir başkası da Türkiye’de sektöre ilişkin bazı önemli mevzuatlar var, onları yerine getirmiş olmaları da gerekmektedir. Bu konuda da tereddüt varsa üye olarak kabul etmiyoruz.

%100’ünü karşılayabilmek için çalışmalarınız var mı, kendimiz için de sormam gerekirse bu konuda nasıl çalışmalar yapılmasını önerirsiniz?
Bu tür birlikteliklerde oranın yüksek olması çok önemli değil kanaatindeyim. Karşılıklı yarar sağlanabiliyor olmalıdır. Yani;

Derneğin, mensubu olan üyelere fayda sağlaması lazım, üyelerin de derneğin görüşlerinin oluşmasına katkı sağlaması lazım.

Bizim yapımız buna pek uygun değil ama sizin yapınızda derneklere şunu önerebilirim; bu konuda faaliyet gösteren hangi şirketler var, ona bakılmalı. Türkiye’de bilgi altyapısı yok maalesef, hemen bir siteye, bir kuruma soralım durumu yok. Ana üreticilerden destek alabilirsiniz…

Bu işin başka bir yönü de, bir dernekte yer almak için belli bir büyüklüğe de erişmiş olmak lazım; şöyle ki; az sayıda çalışanı olan bir dernek yöneticisi işini gücünü bırakıp dernek işlerine zaman ayıramayabilir. Aslında belli bir kurumsallık seviyesinde olan şirketler derneğe daha faydalı olurlar ve çalışmalarından daha fazla faydalanabilirler.

Ne tür firmalar size üyelik talebinde bulunuyorlar, ne şartlarda üyelikleri kabul ediliyor? 
Yukarıda bu konuda ayrıntılı bilgi paylaşmıştım ancak şunu ekleyebilirim; her isteyen derneğe üye olamaz. Müracatta bulunduktan sonra üyelik şartlarını yerine getiriyor olması lazım. Üyelik, tüzüklerde de yazdığı gibi YK’nın onayı ile kabul dilebilecek bir konudur.

Elektronik atıklara ilişkin önemli çalışmalar başlattığınızı duymuştuk, bu konudaki gelişmelere ilişkin bilgi alabilir miyiz?
10-11 yıl önce Avrupa’da gündeme gelmiş ve AB mevzuatı olarak hayata geçmiş bir yapı. Tüketici ve bilişim elektroniğinin (cep telefonu, tabletler, TV’ler …) kullanım ömürleri çok kısaldığı için çok çabuk eskimiş kabul ediliyor. Bu duruma bağlı olarak hem çevre açısından hem de ekonomik açıdan düzgün bir yapı kurmak için oluşturulmuş bir sistem. Bu atıkların içerisinde kıymetli metaller, çelikler, plastikler var. Bunlar yeniden değerlendirebilir. Bazılarının içinde ise zararlı maddeler mevcut. Doğru ayrıştırılması, zararsız şekilde toplanmaları ve düzgün bertaraf edilmeleri gereklidir. Bu ürünler çöpe atılmamalıdır.

Bu amaçlarla ilgili konu Mayıs 2012’de resmi gazetede yayımlandı. Tam olarak uygulamaya koymak çok kolay olmadı çünkü tek bir mevzuat yeterli olmadı, alt uygulama şartları da belirlenmeli idi. Örneğin mevzuatta ithalatçıları da kapsayan, fason üretim yaptıranları da kapsayan geniş bir “üretici” kavramı var. Bu üreticiler de kendileri adım atmakta zorlandılar.

Türkiye’deki her üreticinin bu işle kendi başına ayrı ayrı uğraşması çok akılcı değil. Dolayısı ile üreticileri temsil edecek ve kar amacı gütmeyen bir takım organizasyonlara ihtiyaç var. Bunların kurulması ve bakanlıktan yetkilendirme alarak işi yapmaları gerekli.

Bu işleri yürütebilmek için yetkilendirilmiş kuruluş olma çalışmalarımız var. Mayıs 2014’de bu konunun da genel prensip ve şartları belirlendi. Bu şartları sağladığımızda TürkBesd olarak bu işleri resmi olarak yürütebileceğiz.

Bu faaliyet sadece bizim üyelerimize değil, yararlanmak, hizmet almak isteyen diğer üreticilere de açık olacak.

İşin maliyeti çok yüksek; İtalya’da 120 milyon Euro; ürünlerin toplanma merkezinden geri dönüşüm yapan yerlere taşınması… Maliyetin %70’den fazlası bu işin lojistiğine dayanıyor. Türkiye’nin her yerinde yaptığınızı düşünürseniz, geri dönüşümcülerin de belirli yerlerde olacağını düşünürseniz işin çok önemli olduğu ortaya çıkar. Çünkü tersine lojistik var; yani normal lojistikte ana ürün üreticiden tüketiciye giderken, bu işte tüketiciden üreticiye geri dönüşü söz konusu.

Onun dışında geri dönüşüm maliyetleri çıkabilir. Özel prosesler gerektiren ürünler olabilir. Ürün gruplarına göre çok iyi analiz edilerek toplanması, geri dönüşümü yapılması gereklidir.

Bu konuda pekçok farklı iş kolu doğacak. Çok iyi organize olunması gereken, minimum maliyetlerde yapılması gereken bir iş.

Beysad bu işin neresinde;
Ben ürünün ömrünü tamamlayıp atılmasından sonraki bölümünden bahsettim. İşin bir başka boyutu var; bu ürünlerin içinde sizin üyelerinizin üretmekte olduğu komponentlerin hammaddelerinde kullanılması yasaklı bazı maddeler var (RoHs Direktifleri); onların kullanılmaması gereği zaten uzun zamandır ana sanayilerden de tedarikçilerine iletilmiş ve uygulanmakta olan bir konu.

Amaç çevreye en az zarar vererek teknolojiyi geliştirmek.

Temsil ettiğiniz firmalar ne kadar büyük çaplı olsalar da STK olarak Türkiye Beyaz Eşya sektörünü Derneğinizin temsil ettiğini söylememiz mümkün. Yurtiçi ve yurtdışında sektörü hangi platformlarda temsil ediyorsunuz?
TÜRKBESD AB bünyesindeki ev cihazları üreticilerinin bir araya gelerek karar aldıkları bir platform olan CECED (European Committee of Domestic Equipment Manufacturers) nezdinde Türkiye’yi temsil etmektedir. AB bünyesindeki çalışmalar bu üyelik vasıtasıyla sürdürülmekte olup üye şirketlerin uzman teknik elemanları, söz konusu kuruluşun teknik komite çalışmalarında yer almaktadır. CECED; Brüksel’de yerleşik bir çatı organizasyon. İki tür üyesi var; 1)direk üyeleri; ana üreticiler; Arçelik, BSH, Indesit, Candy… Bir de ülke dernekleri üye olabiliyor… Biz bu statüdeyiz. Bu kurum aracılığı ile TÜRKBESD AB parlementosu ve yetkililerine ülkesindeki sektörel durumu anlatmaya çalışıyor, AB’de çıkacak mevzuatlara ilişkin uyum çabalarının içinde bulunmaya çalışıyor ve gün geçtikçe daha fazla sözü dinlenebilir hale geliyor.

İhtiyaç duyulduğu ve talep olduğu takdirde dernek, ilgili bakanlıklara, sivil toplum kuruluşlarına ve basın yayın organlarına açıklamalar yapmaktadır (Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, Dış Ticaret Müsteşarlığı, T.C. Merkez Bankası Başkanlığı TÜSİAD).

2014 ilk yarısı sektöre ilişkin yorumlarınızı 2013 karşılaştırmalı olarak rica edebilir miyiz?
2014 Nisan sonu itibariyle geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile baktığımızda ihracatta 2013’e kadar %6 büyüme göstermekte. Bu oldukça iyi bir aşama. Üretimde ise %2 düşüş var, o da iç piyasadaki küçülme ile ilgili. 2014 yılının Türkiye’nin içinde bulunduğu durum, kredi kartlarına taksitlendirme yapılmıyor olması ya da seçimler yılı olması iç piyasayı yavaşlattı.

Uzun yıllara baktığımızda yıllık 6 ana üründe satışlar 5 milyon mertebesinde idi. Bunu 3-4 sene önce 6,5 milyon adete çıkarttık. Böyle baktığımızda bu yıl 5 milyon seviyesinin üzerinde görünüyor. Ama 6,5 milyon seviyesinin de bir miktar altında olacak. Bu da çok doğal; borsadaki gibi bir anda pik yaptı ama dengesini bulacak. Sene sonunu çok fazla düşüşle kapatmayacağını tahmin ediyorum.

2014’de sektörde % kaç büyüme bekliyorsunuz? Türkiye beyaz eşya sektörünün Avrupa liderliği sürecek mi?
Bu sektör üretiminin % 75’ini ihraç ediyor; bu sebeple Avrupa’da üretim liderliği yine elimizde olacaktır. Bu rakamlar ile bu sektörün dünyada ne kadar kuvvetli olduğunun farkına varıyoruz. Umuyoruz ki yeni yapılan yatırımlarla bu imkanlar daha fazla artacaktır. Her şirkette yenilenme ve yeni ürün yatırımları sürerken buna şaşırmamak gerekir.

Büyüme geçen sene ile aynıdır, çok ciddi bir büyüme beklemiyoruz.

BEYSAD’a ya da sektöre ilişkin eklemek istediğiniz görüş ve önerileriniz varsa paylaşabilirsiniz?
Bizim gibi Derneklerin çalışmaları çok kısa sürede diğer yıllarla karşılaştırılmaz, uzun geçmişe bakarak değerlendirmek lazım. Bu tür dernekler kısa çalışma sürelerinde değerlendirilirse yanlış sonuca varılır. Özellikle Dernek işinde uzun zamanı göz önüne alarak bakmak gerekir. Zaman içerisinde çok yok katettik. İlk kurulduğumuz dönemde bizi kimse tanımaz, fikrimizi sormazdı, oysa 1986 yılından bu yana geldiğimiz noktada şartlar değişti; artık bizim gibi dernekler önemli referanslar olarak kabul ediliyor ve fikrimiz soruluyor, eksiğimiz nedir, ihtiyacımız nedir, sektörümüzü ifade eden bilgi ve rakamlar nedir hep bizler muhatap alınıyoruz ve bizimle ilgili konularda devlet ve ilgili merciler ile ortak kararlar alabiliyoruz.

Devletle işler yavaş yürüyor ve uzun zamanlar alıyor ama sabretmeli emek harcanmalı… Özel sektörün kendi iç yapısına ters bir durum ama maalesef böyle… Oradaki kişilerle iyi ilişkiler kurmak çok kolay olmuyor. Şirketler kendi sorunlarını direkt anlatmaktansa dernek vasıtasıyla gitmeyi tercih ediyorlar.

BEYSAD son derece iyi çalışmalar içerisinde; son 3-4 yıldır çok büyük bir kabuk değiştiriyor… Özellikle gençleştirme hareketini çok olumlu görüyorum. Bu sektördeki yan sanayinin emin ellerde olduğunu görmek, bu sektöre 38 yıldır hizmet vermekte olan birisi olarak bizlere de kıvanç veriyor. Bizim o zamanlar yan sanayi olarak baktığımız şeyin ne kadar büyüdüğünü, geliştiğini, Türkiye’de yapmanın çok zor olduğunu ürünlerin şimdi kolaylıkla yapıldığını, yan sanayiden de yabancı sermayenin geldiğini görmek, ihracat yaptığını görmek çok gurur verici…

Üye Girişi